Etiket arşivi: Hurma Kralı Züheyirzade Ahmet Paşa

İLK OTOMOBİLİN SAHİBİ HURMA KRALI

İstanbul gümrüğüne getirilen ve kendiliğinden hareket eden bu arabanın sahibi hiç bir yere danışmadan, bunu gümrükten çekerek serbest bir halde kullanabilecek miydi? Zamanın hükümdarı II. Abdülhamid ve etrafındakiler bu gibi icatlardan hoşlanmayan kimselerdi. Bu bakımdan yeni araçtan çekinmeleri de beklenirdi. Zaptiye Nezareti (zamanın en yüksek emniyet dairesi) elektrik ve telefon gibi araçların yaygın bir hale gelmesine engel olmuş ve bu gibi araçların ayaklanmayı kolaylaştıracağını, jurnallerle saraya bildirilmişti. Nitekim İstanbul’da elektrik tesisatı bu jurnallerin etkisi altında ancak meşrutiyetin ilânından sonra kabil olmuştu. Böyle olmakla beraber, Wagons Lits İdaresine ait olan Perapalas Otelindeki elektrik tesislerine göz yumuluyordu. Zamanın devlet adamları yeni araçlara karşı bir kuşku içinde kaldığı sırada bir de ortaya hızla giden atsız bir araba çıkıyordu. Bu bakımdan bu yeni araçtan daha çok ürkmeleri gerekirdi. Oysa tahmin edildiği gibi olmamış, II. Abdülhamid bu arabanın gümrükten çekilmesine ve sahibi tarafından kullanılmasına müsaade etmişti. Bu ne kadar önemli bir adamdı ki II. Abdülhamid bunun hatırını kıramamış, bir irade ile ona otomobil kullanmak yetkisini vermişti. Refik Halid Karay’ın (1) anlattığına göre, otomobilin sahibi vaktiyle Fındıklı Meclisi Mebusanında (Millet Meclisi) Basra Mebusu olarak bulunuyordu. Çevresinde nüfuzlu bir kişi idi. Kendisine aynı zamanda Hurma Kralı deniyordu.

Yazar bunları anlattıktan sonra diyor ki:

—”Biz İstanbul’da ilk otomobili 1895 yılında Fenerbahçe’de gördük. Ihlamur’la Fnerbahçe arasındaki bir yerde Zebirzade denilen bir aile oturmaktaydı. (“Züheyirzade” olacak) Bu zengin Irak’ının Fenerbahçe’ye devam eden genç kızları günün birinde “meşrutiyet’ten önce” bu piyasa yerine o atsız arabalardan birine binip geldiler.”

Yazar bu otomobilden söz ederken, buna binenlerin kutuplara gidecekmiş gibi sıkı sıkıya kürkler giydiklerini, gözlerine taşçı gözlüğü gibi geniş gözlükler taktıklarını, yedek olarak da ellerinde şallar taşıdıklarını yazmaktadır. Acaba bu kadar sıkı giyinmenin sebebi neydi? Yazar buna cevap olarak:

—Üstü açık olan bu kırmızı renkli otomobil saatte 20 kilometre yapıyordu. Züheyirzade” ailesi bu kadar hızlı giden otomobilin rüzgarından korunmak için böyle giyinmişlerdi. Komik şeylerdi,” diyor.

Refik Halid’in bahsettiği zatın Basra Mebusu Züheyirzade Ahmet Paşa olduğu, Nevsaâ-i Osman’ın birinci cildinde “Yıl 1325” yazılıdır.

(1) Refik Halid Karay’ın çeşitli yazılarından derlenen “Deli” adlı kitabın otomobil bölümünden