Koçzade Vehbi Bey, ilk otomobili Ankara’da henüz iş hayatına atıldığı zaman görmüştü. Zaten Ankara’daki tek otomobilin sahibi Aslangül adında katolik bir tüccardı.
Yalnız civar kasabalardan, köylerden gelenler değil; Ankaralılar da hayretle bakarlardı bu otomobile. Şoför mahallinin yanları açık, yerden hayli yüksek, ince lastik tekerlekli fayton arabaları gibi bir şeydi bu.
Aslangüllerin otomobili Taşhan’ın önünden istasyona doğru insan taşımaya başlayınca herkesin şaşkınlığı büsbütün artmıştı.
Otomobilin arkasından çocuklar koşmaya başlamış:
—Gavur arabası, gavur arabası, diye bağırıyorlardı!
Ve bu şaşkınlık ile karışık yadırgama hayli zaman sürmüş; yıllar sonra üç beş araba daha Ankara’ya girince herkes artık otomobilin varlığına alışmıştı.
İşte Koçzade Vehbi Beyin gönlünde henüz idadide okurken yerleşmişti bu gavur icadı otomobil. Yalnız tek atlı, çift atlı araba değil; başarı, ticarette başarı kazanırsa otomobili de olabilirdi.
Etiket arşivi: Vehbi Koç
İLK İSTANBUL YOLCULUĞU
Genç tüccar ilk kez 1916 yılında yani 15 yaşındayken İstanbul’a gitmişti. İstanbul’u görmek, orayı ziyaret etmek, orada ne var ne yok anlamak istiyordu. İstanbul’da önüne geniş ufuklar açılacağını, küçük yaşına rağmen düşünebiliyordu Koçzade Vehbi Bey.
Aksi halde Ankara’da dar bir çevre içinde ne yapabilirdi ki? O, sadece Polatlı’ya kadar 40 kişilik bir vagonda gidip gelmişti o kadar.
Dükkanda beraber çalıştığı babası Koçzade Hacı Mustafa Efendi oğlunun hırsını, çalışkanlığını ve başarısını memnuniyetle izliyordu. İstanbul özlemini de çok iyi anlıyordu.
Nihayet bir gün babasının Reşat Bey adında bir dostu ile beraber Vehbi Bey İstanbul’u görmek fırsatına kavuştu.
İlk İstanbul seferinde 500 liralık mal aldı. Sonra yalnız yolculuk yapmaya başladı. Sirkeci’de Şahinpaşa Otelinde geceliği 65 kuruştan 4 kişilik odalarda kaldı. Daha sonraki yıllar iki kişilik odalara terfi ettirdi kendini, 80 kuruş ödedi. Nihayet bir gün bir liraya tek kişilik odada yatabilme mutluluğuna erişti. Daha ileriki yıllarda ise Koçzade Vehbi Beyi yine Sirkeci’de Özipek Palas’ta, Aydın Palas’ta göreceğiz. Bir geceliği birinde 450, diğerinde ise 225 kuruştur. Bakkallıktan hırdavata, hırdavattan köseleye ve yapı malzemesine geçerken fevkalâde başarılı oldu genç Koçzade. Hem tasarruf kurallarına riayet etti, hem de yenilikleri dikkatle izlemeye başladı.
Cumhuriyetin kurulması ve Ankara’nın başkent olmasıyla işleri daha da gelişen Koçzade Vehbi Bey önce kösele ve lastik, sonra inşaat malzemesinden kazandıklarıyla işlerini genişletmeye yöneldi.
Bu arada İstanbul’a geldikçe Ayazpaşa’da Park Otel’de kalıyor oraya günlük 10 15 lira ödüyordu.
Cumhuriyet devrinden önce ve cumhuriyetin ilk yılları ülkenin ihtiyacı bütün mallar petrol, ilaç, çay, kahve, kömür, kibrite kadar herşey dışarıdan gelirdi. Çimento da öyle. Hatta ünlü Marsilya kiremitleri Fransa’dan ithal edilirdi.
Ve Ankara, daha doğrusu Anadolu’nun hayatı İstanbul’a bağlıydı.cEn güvenli yol İstanbul-Ankara treniydi ki o da Kurtuluş Savaşı sırasında Eskişehir’e kadar işliyor, yaylı arabalarla ara mesafe alınıyordu.